04 Mayıs Cumartesi 2024
1 yıl önce

İYİ Parti’den Ümit Özdağ’a ‘sekreter tacizi’ dosyası! Buğra Kavuncu’ya neden FETÖ’cü dedi! İYİ Partili genç kitle Zafer Partisi’ne mi kayıyor…

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, popülist ve ırkçı söylemleri ile İYİ Parti’nin genç seçmen kitlesini kendisine çekmesi İYİ Parti yönetimini harekete geçirdi. Ümit Özdağ‘ın İYİ Parti ile yollarını ayırmasına sebep olduğu iddia edilen bir skandal, İYİ Parti kurmayları tarafından bazı gazetecilere özel sohbetlerde aktarılmaya başlandı. SEKETERİ TACİZ DOSYASI İddiaya göre; Ümit Özdağ, İYİ Parti’de genel başkan yardımcısı olduğu dönemde, kendisine sekreter olarak tahsis edilen parti çalışanına tacizde bulundu. İYİ Parti Genel Merkezi’nde herkesin dilinde olan söylentiye göre Ümit Özdağ tarafından tacize uğradığını iddia eden sekreter, İstanbul İl Başkanlığı görevine getirilmeden önce genel merkezde genel başkan yardımcılığı görevinde bulunan Buğra Kavuncu’nun eski sekreteri… BUĞRA KAVUNCU’YA SALDIRMA SEBEBİ SEKRETER Mİ? Özdağ’ın durup dururken kendi partisinin il başkanını FETÖ üyesi olmakla suçlamasının altında yatan sebep iddialara göre bu taciz olayı. İYİ Parti’nin kurulmasıyla birlikte Akşener tarafından Strateji, İletişim, Propaganda ve Tanıtım Genel Başkan Yardımcılığına getirilen Özdağ, ilk günlerde kendisine tahsis edilen sekreterin verimli olmadığını söyleyerek başka bir sekreter görevlendirilmesini ister. Aynı günlerde genel başkan yardımcılığı görevini sürdüren Buğra Kavuncu’nun İstanbul İl Başkanlığına atanması üzerine İYİ Parti’nin en çalışkanı olarak tanınan Kavuncu’nun sekreteri Ümit Özdağ’a kaydırılır. Kendisine tahsis edilen yeni sekreterden çok memnun olan Özdağ, iddialara göre sekretere gönlünü kaptırır. Genç kadının ‘baba şefkati’ sandığı sevginin ‘sapıklık’ olduğunu anlaması üzerine ise Ümit Özdağ’ın siyasi geleceğini şekillendireceği süreç başlamış oldu. MERAL AKŞENER İSTİFASINI İSTEDİ Özdağ tarafından tacize uğrayan sekreterin durumu ilk olarak Buğra Kavuncu’ya anlatmasıyla İYİ Parti’de fırtınalar koparacak gelişmeler peş peşe yaşanmaya başlandı. Kavuncu’nun eski sekreterini taciz eden Özdağ’ı arayarak sert tepki gösterdiği, telefon konuşmasında karşılıklı küfürleşmelerin yaşandığı, bunun üzerine Özdağ’ın “Senin siyasi kariyerini bitireceğim” diyerek Kavuncu’yu tehdit ettiği; Kavuncu’nun ise apar topar genel merkeze gelerek durumu Meral Akşener’e aktardığı olayın tanıkları tarafından dillendiriliyor. Akşener’in ise durumu öğrenince küplere bindiği, Özdağ’ı odasına çağırarak genel başkan yardımcılığı görevini bırakması istediği ve Özdağ’ı genel merkezden uzaklaştırmak istediği; Özdağ’ın ise olayı gurur meselesi yaparak İYİ Parti’den ihraç edilmesini başlatacak sürecin fitilini ateşleyerek Buğra Kavuncu’yu suçladığı iddiası İYİ Parti Genel Merkezi’nde tüm çalışanların dilinde… DOSYA HAZIR, MEDYAYA SERVİSİ BEKLİYOR İYİ Parti tarafından Ümit Özdağ için hazırlanan dosya seçimlere yakın zamanda medyaya servis edilecek. İçinde İYİ Parti Genel Merkezi’nde çekilen görüntülerin de olduğu iddia edilen dosya, seçim tarihinin netleşmesinden sonra uygun bir vakitte medya ile paylaşılacak. Irkçı ve popülist söylemleri ile İYİ Parti’nin genç seçmenini kendi tarafına çektiği anketlere yansıyan Özdağ’a karşı Akşener’in bu hamlesinin işe yarayıp yaramayacağını ise zaman gösterecek.

1 yıl önce

YSK duyurdu: Ümit Özdağ’ın Genel Başkanı olduğu Zafer Partisi seçime giremiyor

LİSTEDE ZAFER PARTİSİ YER ALMADI Resmî Gazete’de yayınlanan YSK kararına göre, Adalet Partisi, Memleket Partisi ve Türkiye Değişim Partisi’nin seçime girme yeterliliğine sahip. Ümit Özdağ'ın Genel Başkanı olduğu Zafer Partisi ise listede yer almadı. Yüksek Seçim Kurulu; Çankırı’nın Orta İlçesi Dodurga Beldesi’nde, 3 Temmuz 2022 Pazar günü belediye başkanlığı ve belediye meclisi üyeliği seçimlerinin yapılmasına karar verdi. YSK’nın bu seçimlere girebilecek siyasi partilerin belirlenmesine ilişkin 10 Mayıs 2022 tarihli kararı Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre, seçimlere girebilme koşullarını taşıyan siyasi parti sayısının 27 olduğuna karar verildi. YSK son olarak 12 Ocak’ta aldığı kararda, 24 siyasi partinin seçimlere girebilme koşullarını taşıdığına karar vermişti. Yeni karara göre; Adalet Partisi, Memleket Partisi ve Türkiye Değişim Partisi’nin de seçimlere girme koşullarını taşıdığı belirlenmiş oldu. Seçimlere katılabilecek partiler şunlar: Adalet Partisi, AK Parti, Anavatan Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, Büyük Birlik Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrasi ve Atılım Partisi, Demokratik Sol Parti, Demokrat Parti, Emek Partisi, Gelecek Partisi, Genç Parti, Halkların Demokratik Partisi, Hür Dava Partisi, İYİ Parti, Memleket Partisi, Millet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Muhafazakar Yükseliş Partisi, Saadet Partisi, Sol Parti, Türkiye Değişim Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Türkiye Komünist Hareketi, Türkiye Komünist Partisi, Vatan Partisi ve Yeniden Refah Partisi.

1 yıl önce

CHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi göçmenleri ölüme göndermek istiyor…

Türkiye’de ırkçı söyleme öncülük eden CHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi çözüm için Beşşar Esed rejimi ile uzlaşmayı adres gösterse de Suriyeliler bu öneriden endişeli. Esed rejiminin birçok ilan ettiği genel affa güvenmeyen Suriyeliler, 2011’den bu yana hukuksuza tutuklananların sayısının 1 milyonu aştığını belirtiyor. Yeni Şafak’a konuşan aktivist ve daha önce zindanlarda kalan Suriyeliler, Esed rejimine güvenilmeyeceğini büyük acılar yaşayarak tecrübe ettiklerini vurguluyor. Esed rejiminin zindanlarındaki 154 bin tutukluyu isimleri ile belgelediklerini dile getiren Suriye Tutuklular Komitesi Sözcüsü Mervan Elhosh, “Devrimin başlangıcından bu yana Suriye’deki tutuklu sayısı bir milyonu aştı. 7 bin 122 kadın ve 10 yaş altı 437 çocuk dahil olmak üzere 300 binden fazla kişi kayıp” ifadelerini kullandı. ABİMDEN YILLARDIR HABER YOK Cezaevlerinde ağır işkencelere maruz kalan isimler ve yakınları Esed rejimine güvenmiyor. Suriyeli Selva Aksoy 2012 senesinde evinden alınıp götürülen abisi İbrahim Çetav’dan 2015 senesinden beri haber alamadıklarını söylüyor. Aksoy şunları kaydediyor: “2012 yılının başlarında evimize bir askeri araç geldi ve içinde en az 15 asker vardı. Hiçbir şey söylemeden abimi götürdüler. Bir yıl boyunca nerede olduğunu tüm çabalarımıza rağmen öğrenemedik. Sonra bir gün abim aradı. Eşi, çocukları, annem ve babam onu ziyaret ettiler. Sonra tekrar ortadan kayboldu. En son 2015 yılında yaşadığına dair bir bilgi geldi. Büyük bir çaresizlik içindeyiz. Tademun katliamının görüntülerini izledikten sonra ailecek çok sarsıldık. Onun başına böyle bir şey gelmediğini nasıl bilebiliriz. Hiç haber alamamak kahredici. Kayıp olanların büyük çoğunluğunun öldürüldüğünü bilsek de ümit etmekten vazgeçemiyoruz. Abimin başına gelenlerden sonra siyasetle ilgilenmeye başladım. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) üyesiyim ve siyasi heyetin içinde çalışıyorum. Bunu halkıma karşı bir görev olarak görüyorum ve onların hakkını savunmak istiyorum.” 140 KİLO GİRDİM 40 KİLO ÇIKTIM Eski bir tutuklu olan insan hakları aktivisti Münir Elfakır da, Esad rejiminin 11 yıl boyunca bir kez bile gerçek bir af kararı çıkartmadığını belirtiyor. Elfakır şu ifadeleri kullanıyor: “Uluslararası arenaya ve medyaya kendini temize çıkartmak istediği için rejim her zaman af çıkarmadan önce hiçbir şeyle alakası olmayan yüzlerce insanı tutukluyor. Karar çıktıktan sonra onları serbest bırakıyor. Ben 2012 yılında İstanbul’da bir toplantıya katılmak için geldim ve Suriye’ye döndüm. Hemen tutuklandım ve iki yıl hapishanede kaldım. Şişman biriydim 140 kilo girdim ve 40 kiloya düştüm, neredeyse aklımı kaybedecektim. Şimdi asla dönmem, güvenmiyorum. Ürdün, Lübnan, Türkiye ve birçok ülkeden vatanlarına geri dönen insanları sınırından girer girmez tutukladılar. Af kararına inanıp gelenlerin çoğu hapishanede öldü ve toplu mezarlara gömüldü. Aileleri halen bekliyor ama asla dönmeyecekler.” İki çocuğumun başına ne geldi bilmiyorum Melek Ouda’nın iki çocuğu hapiste ve onlardan yıllardır haber alamıyor. Şam’dan 2017 senesinde ayrılmak zorunda kalan Ouda, yaşadıklarını şu sözlerle özetliyor: “Büyük oğlum Muhammed henüz 19 yaşında iken 2011 yılında, kardeşi Mahir 15 yaşında lise öğrencisiyken 2012 yılında tutuklandı. Muhammed’e ateş açıldığını duydum ama haber alamadım. Mahir’i 2014 senesinde son kez gördüm ve nerede bilmiyorum. Beni de tutukladılar ve 15 ay kaldım. Mübadele ile çıkarıldım. Kardeşimi öldürdüler, bir kardeşim halen hapiste ve onunla ilgili de bir şey bilmiyorum. Ülkeme ancak Esed rejimi gittiğinde dönebilir. Dönersem yine tutuklanacağım. Benim gibi Türkiye’de binlerce Suriyeli aile var. Çaresizce bekliyoruz.” Hücrede 5 aylık bebek İstanbul’da yaşamını sürdüren Meysa Gazziz, Hapishanede yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Şam’da enerji bakanlığında çalışıyordum. Devrimin başlangıcında birçok insan gibi yürüyüş ve eylemlere katıldım. Beni iş yerimden aldılar. Mezze’de istihbarat birimi tarafından sorguya alındım. İşkence çeşitlerini tarif etmeye kelimeler yetmez. Hücrede beş aylık bir bebek vardı. Hayatımızı çalan bu rejime asla inanmıyorum.”

1 yıl önce

Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’nden İstifa ederken her şeyi anlattı... 'Güvensizliğin ve tacizin kurumsallaştığı...'

Sığınmacılara karşı kışkırtmacı söylemleriyle bir anda gündeme gelen Zafer Partisi hakkında çıkan flaş iddialara bir yenisi daha eklendi. Sosyal medyada büyük bir tepkiye yol açan 'Sessiz İstila' filmini fonladığını açıklayan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, bu iddiaların birinci hedefi oldu.  Öyle ki bir dönem milletvekili olduğu İYİ Parti'den sekreterini taciz ettiği iddiaları yüzünden ihraç edildiği söylenen Özdağ'ın partisinden istifa eden Onur Şenarslan, Whatsapp grubundaki istifa açıklamasıyla yeni tartışmaların fitilini ateşledi. Şenarslan, sosyal medya hesabından da Zafer Partisi'nden istifa ettiğini duyurdu. Ancak bu ayrılığın nedenleri, Özdağ hakkındaki iddiaları doğrular nitelikte oldu. Seyit Onur Şenarslan, Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan Adem Taşkaya'nın annesine sinkaflı küfürler ettiğini ve bu duruma Özdağ'ın tepkisiz kaldığını belirtirken bomba açıklamalarda bulundu. İşte Şenarslan'ın Whatsapp gurubunda yayınladığı istifa dilekçesi: “Sayın Genel Başkanım Prof. Dr. Ümit Özdağ, Hayatımda sözlerine en çok itibar ettiğim Annem, Eşim ve Babam ile görüşmem neticesi, istifamı iki hafta değil iki dakika bile geciktirmemem konusunda ailece bir karar aldık. Yaklaşık bir hafta önce aynı seviyesiz sözlü tacize siz maruz kaldığınızda, muhterem anneniz Gönül Hanım’ı doğrudan hedef alan ifadeye karşı tavır koyarak İçişleri Bakanlığı’nın önüne gitmiştiniz. Annenizle aynı yaşta olan benim annem Ayşe Hanım daha mı az değerlidir ki Partinizin Genel Başkan Yardımcısı Adem Taşkaya tarafından galiz sinkaflı küfüre maruz kaldığımda ben de aynı şekilde Zafer Partisi’nin önüne mi gelmeliydim? Bu soruyu size yönelttiğimde, bu şahsı cezalandıracağınıza, savunarak, “ Benim anneme kamu önünde küfredildi. Aynı şey değil.” dediğinizde, “sizin annenize küfür eden kamu vicdanında mahkûm edildi, benim anneme telefonda küfür edense sizin kendi vicdanınızda mahkûm edilebilmeliydi” dediğimde, bana on yıllık dostluğunuzdan bahsedip, idari işlem yapmayacağınızı belirttiniz. Bizim yegâne ve ilk sorumluluğumuz, Türk Halkı’na karşı olmalıdır. Bireysel dostluklar devlet menfaatlerinin önüne geçemez. Bu şahıslar bu Parti’de olduğu sürece bu görevi ifa etmek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle ben de Milletim’e olan sorumluluğum gereğini kanunlar çerçevesinde yerine getireceğim. Samimi duygularla büyük ümitlerle katıldığım, ancak zaman içinde gözlemlediğim bir çok yanlışın düzeltilmesi için hiçbir çaba sarfedilmediğini, güvensizliğin, ve tacizin kurumsallaştığı bir müessesede kuruluş ilke, amaç, ve hedeflerinde sapma, ve yalpalama gördüğüm, defaaten ikaz görevimi yapmama rağmen önlem alınmadığını, hatta alınan önlemlerin de engellendiğini, şikayet dilekçemin dikkate alınmadığını, anneme ve eşime küfür, hakaret, beni de tehdit eden Adem Taşkaya’ya idari bir işlem yapılmadığını gördüğümden, yapılmayacağını da bizzat sizden duyduğumdan, güven ve itimadımın sarsıldığı, Zafer Partisi’ndeki bütün görevlerimden İstifa ediyorum. Benim hazırladığım ‘Tacizi Önleme Yönergesi’nin uygulayıcısı olacak beni de Başkanlığı’na getireceğinizi söylediğiniz ancak bu güne kadar henüz Görevlendirme Yazısı’nın tebliğ edilmediği ‘Etik Kurul’un bir gün Parti’de aktif hale gelmesi, ve nihayet gerçekten uygulanması ve tüm tacizcilerin hak ettiği cezayı alması dileğiyle size ve Partimiz’e uğurlar diliyorum. Yine benim önerdiğim, hazırlık ve bütün görüşmelerini aktif olarak yaptığım ancak son kertede bir şekilde Heyet’e alınmadığım ‘Şam Ziyaretiniz’in de başarılı geçmesini, ülkemiz ve bölgemiz’de barışa vesile olmasını can-ı gönülden diliyorum. Şu ana kadar kanunlar çerçevesinde vermiş olduğunuz bütün görevleri liyakat ve sadakatle gerçekleştirmenin verdiği huzur ile huzurunuzdan ayrılıyorum. Saygılarımla,”

1 yıl önce

Yüzü hiç kızarmıyor! Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ yine rezil oldu…

Ümit Özdağ’ın “yalan ve manipülasyon” tekniklerinde FETÖ’cülere ders veren bir hoca olduğu biliniyordu. Ancak yalan söylerken yüzünün kızarmaması ve söylediği yalanda ısrar etmesi onun profesyonel bir dış istihbarat elemanı olduğu tezini de kuvvetlendiriyor. MÜLTECİ DÜŞMANLIĞI DA SAHTE Ümit Özdağ’ı yakından tanıyan eski arkadaşları pek çok defa “Özdağ dolar milliyetçisidir. Dolar uğruna satamayacağı değer, bürünemeyeceği kılık yoktur” iddialarını dile getirmişti. 28 Şubat döneminde kendisini “derin devletin adamı” olarak tanıtıp Ülker Holding’i ve sonrasında Diyanet’i dolandırdığı belirtilen Özdağ’ın bugün Soros Vakfı tarafından fonlandınız devletin resmî makamlarınca dile getirilmişti. TROLL HESABI GERÇEK GİBİ PAYLAŞTI Yalan ve sahtekarlıkta sınır tanımayan Özdağ bugün ise yine bir skandala imza attı. İÜ İlahiyat Fakültesi’nde hoca olduğunu söylediği bir hesabın tweetini paylaşan Özdağ YÖK Başkanı’na seslendi. TROLL HESAP İLE ALGI OPERASYONU Özdağ’ın alıntıladığı hesabın sahte olduğu ve İÜ İlahiyat’ta öyle bir hoca olmadığı birkaç saniyelik bir araştırma ile anlaşılabiliyor iken Özdağ’ın bunu gerçek diye paylaşması sosyal medyada büyük tepki çekti.

1 yıl önce

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Hatay provokasyonuna izin verilmedi

Adana'da dün partisinin 1’inci Olağan Adana İl Kongresi’ne katılan Ümit Özdağ, sabah saatlerinde bir dizi toplantıya katılmak için Suriye sınırındaki Hatay'ın Reyhanlı ilçesine hareket etti. "İKTİDARA GELİNCE İLK MAYINI YERLEŞTİRECEĞİZ" DEMİŞTİ Adana'daki konuşmasında, "Reyhanlı'da, Türkiye-Suriye sınırına, iktidara geldiğimizde tamamlamak üzere ilk mayını yerleştireceğiz” diyen Özdağ'ın konvoyu, Hatay'ın girişinde durduruldu. Jandarma tarafından yolu kesilen Özdağ'a valilik kararıyla kente girişinin uygun olmadığı bildirildi. Özdağ, burada yaptığı açıklamada, bölgede partililerle bekleyeceklerini, Hatay'a girmeden dönmeyeceklerini kaydetti. "Hatay sınırına mayın döşeyeceğiz" açıklaması nedeniyle kente alınmadığını savunan Özdağ, "Türkiye'deki tüm Zafer Partilileri Hatay'a bekliyorum" dedi. Jandarma yetkilileri, Hatay Valiliği’nin kararını Ümit Özdağ'a yazılı olarak sundu. Jandarma, valiliğin 1 hafta süreyle tüm etkinlikleri iptal etmesi nedeniyle Özdağ ile beraberindekilerin kente girişine izin verilmeyeceğini bildirdi.  BAKAN SOYLU TEPKİ GÖSTERMİŞTİ İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın açıklamalarına da şöyle tepki göstermişti: "Bugün Gazi Meclisimizde milletvekili demeye de ağzım dilim varmıyor da birisi, yani kullanılmaya çok müsait olan, kullanılan, uluslararası istihbarat örgütlerinin maşası olmuş birisi diyor ki; 'Elime mayın alıyorum, mayınla beraber Hatay sınırına gideceğim.' Hatay sınırına mayın döşeyecekmiş. Meczup desen meczup, aklını kaybetmiş desen aklını kaybetmiş. Ya ne yapmaya çalışıyorsun? Fikrin, zikrin düşüncen ne?"

1 yıl önce

Başörtülü kadının haşemayla havuza girmesine engel olan Atakan Tatlı'nın Zafer Partisi Kartal İlçe Başkanı olduğu ortaya çıktı

İzmir'in Dikili ilçesinde bir site yöneticisi, başörtülü bir kadının haşemayla sitenin havuzuna girmesine mani olmuştu. Siteden villa kiralayan Harun Çetin'in kendi cep telefonuyla kaydettiği görüntülerde, site yöneticisinin Çetin'i tehdit ettiği anlar da yer almıştı. Yöneticinin "Havuza girerseniz sonuçlarına katlanırsınız" ifadeleri büyük tepki çekmişti. GÖRÜNTÜLERDEKİ KİŞİNİN ZAFER PARTİSİ'NDEN OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI Yöneticinin yanında, ona destek veren beyaz atletli bir şahıs görülmüştü. O şahsın isminin Atakan Tatlı olduğu öğrenildi. Yaşananların ardından Atakan Tatlı'nın, Zafer Partisi ile ilişkisi ortaya çıktı. Atakan Tatlı'nın, Zafer Partisi tarafından yönetici olarak atandığı belirlendi. Zafer Partisi İstanbul İl Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Zafer Partisi İstanbul Kartal kurucu ilçe başkanı Atakan Tatlı atanmıştır. Yeni görevinde başarılar dileriz.” denildi.

1 yıl önce

Zafer Partisi'ne bağlı sosyal medya hesabı, İsmailağa Cemaati'ni idamla tehdit etti

Sığınmacılara karşı nefret söylemlerinde bulunan ve sosyal medya hesaplarından da sık sık algı operasyonu yapmaya çalışan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın trol hesapları da çalışmaya devam ediyor... İDAMLI TEHDİT Son olarak Zafer Partisi’ne bağlı “Muhalif Gençlik” isimli oluşum, sosyal medya paylaşımıyla İsmailağa Cemaati'ni idamla tehdit etti. 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11